Orman Korucusu İna’nılmaz Bir Şey K’eşfetti

Yaklaştığında borulardan birinden umutsuzluk içinde bir sesin geldiğini duydu…Hevesli bir ormancı olan Patrick çevre korumacı olarak işine yeni başlamıştı. Almanya’nın güneyinde bulunan çeşitli tür ağaçların olduğu büyük bir ormanı yönetiyordu.

İlk günlerinde bölgeyi keşfetmekle meşgulken birdenbire bu iki tuhaf boruyu fark etmişti. Daha önce bu ormana yüzlerce kez gelmişti ama bunları daha önce hiç görmemişti.

Havalandırma borusu için tuhaf bir yer diye düşündü Patrick. Yakından bakmaya karar verdi. Dehşet içinde hiç beklemediği bir şey duydu. Borulardan birinden ümitsiz tiz bir ses geliyordu.

BU BİRİNİN SESİ Mİ!?Patrick boruya daha da yaklaştı, kulağını o yöne çevirdi, artık emindi. Yerin altından gelen bir ses duymuştu. Keskin, anlaşılmayan ama kesinlikle umutsuz bir ses.

“MERHABAAA! ORADA KİMSE VAR MI!!??”

Bir süreliğine hiç ses duyulmadı. Belki de yanılmıştı ve boruların içinde uğuldayan rüzgarın sesini duymuştu sadece. Tam arkasını dönmek üzereydi ki tüyleri diken diken oldu.

“YARDIM EDİN! YARDIM EDİN!”

Yerin altından, borunun içinden bir umutsuzluk çığlığı geliyordu…

Patrick hemen telsizini aldı ve bir meslektaşından destek istedi.

“Müsait olan var mı? Bana yardım edebilir misiniz?” diye bağırdı cihaza. Cevap gelmedi. “Sanırım ormanda biri yerin altında sıkışmış ve yardıma ihtiyacım var.” Yine yanıt gelmedi.

Patrick hızlıca telefonunu cebinden çıkardı ve acil numarayı çevirdi. Hattın diğer ucundaki kadın, polis yollayacağını söyledi ama polisin gelmesi en az bir saat alacaktı. “Bulunduğunuz yere ulaşmak zor bayım. Oraya en kısa sürede varmak için elimizden geleni yapacağız,” dedi kadın.

Ne harika, diye düşündü Patrick. Bu kişiyi orada bırakamam değil mi?!

Yardım yola çıkmıştı ama Patrick onu bir başına orada bırakmaya dayanamadı. Kendi başına araştırmaya karar verdi. Eline bir fener ve telefonunu alıp girişi aramaya başladı.

“Ses nereden geldi? Nasıl ulaşabilirim?!” dedi Patrick kendi kendine.

Boruların yakınında bir giriş görünmüyordu, bu yüzden yakınlardaki tepeye çıkmaya karar verdi. Tepenin diğer tarafında beton bir giriş görülebiliyordu. Patrick bir an bile tereddüt etmeden içeriye girdi.

İçerisi kapkaranlıktı. Patrick dikkatle el fenerini yaktı ve ileriye baktı. Nereye gelmişti? Bir korku filmi sahnesindeki koridor sistemi gibi duruyordu…

Yalnızca tek bir seçenek vardı: dümdüz ilerlemek. Patrick gelebilecek yeni seslere kulağını kabartarak ileri doğru yavaşça birkaç adım attı. İniltiler burada da duyuluyordu.

Belli ki buraya gelen tek kişi ben değilim, diye düşündü Patrick. Duvarlarda yazılar vardı ve bazı yerlere de plastik poşetler atılmıştı.

Patrick şimdi sesi daha net duyabiliyordu. “Yardım edin. Lütfen yardım edin,” artık kelimeleri anlayabiliyordu. Sesin geldiği yöne doğru koştu ve kendini başka bir odaya açılan bir koridorda buldu. Bir anda gürültülü bir ses duydu. Yan odada metal bir nesne yere düşmüştü.

Orada başka biri daha mı vardı? Daha fazla endişelenmeli miydi?Patrick yürümeye devam etti ve etrafındaki alanın su tabakasıyla kaplı olduğunu gördü. Gürültü sağ taraftan gelmişti ama görünürde kimse yoktu. Şimdi yalnızca akan suyun sesini duyabiliyordu. Kırık bir borudan geliyormuş gibi görünen suyun hızı artıyor ve koridoru dolduruyordu!

“Orada kim var? Kim var orada?” dedi artık çok da uzaktan gelmeyen ses. Aynı alandan gelmişti. Pekala, ayaklarımı ıslatacağım, diye düşündü Patrick. Bir an bile tereddüt etmeden suya doğru emin adımlarla yürüdü ve koridorun diğer tarafındaki kapıyı açtı.

Kapıyı açmak hiç kolay olmamıştı ama sonunda Patrick başarmıştı. Fakat kapının arkasında görmeyi hiç beklemediği bir şey vardı…

Kapının arkasında tuhaf bir açıklık vardı. Başka bir kapı mı vardı? Bir denizaltının girişine benziyordu. Onun arkasında da bir başka açıklık daha vardı. Burası neresi? Tüm bu geçitler de neyin nesi?

Patrick’in işittiği ses şimdi net olarak duyulabiliyordu. “Merhaba, Buradayım! Beni duyabiliyor musun?” diye seslendi korku içindeki ses. Patrick artık çok yaklaşmıştı ve bu kişiyi hemen bulması gerekiyordu. Geçitlerden geçtikçe kalbi daha hızlı atmaya başlamıştı.

Yeraltı tesisinde ilerledikçe daha soğuk ve rutubetli olmaya başlamıştı. Patrick son açıklıktan geçtiğinde kalbi duracak gibi oldu. Elini ağzına götürdü ve gözlerine dolan yaşlara engel olmaya çalıştı.
Ufak odanın köşesinde yere kıvrılıp oturmuş yaşlı bir kadın duruyordu. Soğuktan titriyor ve üzgün görünüyordu. Elbiseleri pisti. Patrick hemen montunu çıkardı ve kadının omuzlarına sardı.

“Burada ne arıyorsunuz hanımefendi? Buraya nasıl geldiniz?” diye sordu Patrick kadına. Tekrar yardım istemek için telefonunu çıkardı ama aşağıda telefon çekmiyordu.

Kadın hıçkırıklara boğuldu ve üzgün bir ifadeyle Patrick’e baktı. “Kayboldum,” dedi.

Kadının sonrasında söyledikleri ise Patrick’in yüreğini sızlattı.

“Kocam altı ay önce vefat etti ve hayatı boyunca burada çalıştı,” dedi kadın. “Onunla son kez içeri girmek istemiştim. Veda edebilmek için.”

Bu yeraltı tesisinin yıllar boyunca hükümet için bir araştırma merkezi olarak işletildiğini söyledi. Kocası yıllarca burada projeler üzerinde çalışmaktan keyif almış ve katkılarından gurur duymuştu.

“Onu yanımda getirdim…” Çantasından ufak bir kül saklama küpü çıkardı ve Patrick’e gösterdi. Anlatılanlar Patrick’i derinden etkilemişti ama hemen bir çıkış yolu bulmaları gerektiğini de biliyordu çünkü tüm yer sular altında kalmak üzereydi…

Patrick kadının kalkmasına yardım etti ve çıkışa kadar ona destek oldu. Birlikte Patrick’in girdiği açıklıklara tırmandılar. Neyse ki odalardan hâlâ geçilebiliyordu.

Sonunda gün ışığını gördüler ve çıkışın uzakta olmadığını anladılar. Yavaş yürüyorlardı ama Patrick kadını fazla zorlamak istemiyordu. Dışarı çıktıklarında onu devrilmiş bir ağacın gövdesine oturttu.

“Kocamın küllerini ne yapmalıyım şimdi?” diye sordu kadın hayal kırıklığı içinde.Olaydan iki hafta sonra Patrick ve yaşlı kadın, tesisi kumla doldurmayı planladılar. Artık araştırma merkezi olarak kullanılmadığına göre tesisi yeniden doğaya teslim etmenin iyi olacağını düşünmüşlerdi.

Son bir kez tesisin bulunduğu yeri ziyaret ettiler. Patrick kadına son bir hatıra olarak kocasının küllerini boruların yanına dökmesini teklif etti. Normalde doğal koruma alanında buna izin verilmezdi ama Patrick kimseye söylemeden bir istisna yaptı.

Güzel bir yaz gününün sonunda kadın nihayet sevdiği kocasının küllerini kocası için yıllarca çok değerli olmuş araştırma tesisinin tam üstüne savurdu…

Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ